Son yıllarda, belirli bir yaşın üzerindeki kişilerin trafikte araç kullanmaya devam edip etmemesi konusundaki tartışmalar giderek yaygınlaşıyor. Yaşlı sürücüler ve trafik güvenliği konusunu değerlendiren Yol ve Trafik Güvenliği Danışmanı Öğr. Gör. Özgür Şener, “Trafikte doğru algılama, tehlikeleri öngörme ve uygun tepki verme gereklidir. Bu bağlamda, gözler, kulaklar, kaslar, refleksler ve bilişsel algı sürüş güvenliği açısından kritik unsurlar arasında yer alıyor.” dedi.
Bireylerin araç kullanmaya uygunluklarının düzenli sağlık kontrolleriyle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Şener, “5-10 yıl gibi uzun aralıklarla değil, yıllık bazda yapılan detaylı sağlık kontrolleriyle, kişinin sürüş için gerekli fonksiyonları değerlendirilerek uygun olduğu sürece araç kullanmasına izin verilmelidir.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Görevlisi, Yol ve Trafik Güvenliği Danışmanı Özgür Şener, yaşlılık ve trafikte güvenli sürüşü değerlendirdi.
Ticari sürüşlerde 69 yaş sınırı bulunduğunu belirten Öğr. Gör. Özgür Şener, “68 yaşını doldurmuş ancak 69’dan gün almamış olmak gerekiyor. Bu yaşın üzerindekiler ticari sürüş yapamıyor. Yaş tanımlarının değiştiği bir dönemdeyiz. Orta yaş, ileri yaş, yaşlı gibi kavramlar değişti. 75 yaşında bireyler oldukça dinç olabiliyor. Ancak, ülkemizdeki genel yaşam koşullarına bakıldığında, 75 yaşındaki herkesin dinç ve sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil. Bu nedenle, yaş yerine bireyin o anki sağlık durumunu ve güvenli araç kullanma kapasitesini değerlendirmek gerekiyor. En kolay yol ise sağlık kontrolleri ve bilişsel testler olabilir.” dedi.
Ülkemizdeki trafik kazaları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve TÜİK tarafından takip edilse de yaş faktörüne dair detaylı kriterlerin genellikle yeterince ele alınmadığını söyleyen Öğr. Gör. Özgür Şener, “Örneğin, 40 yaşından sonra insanların görme yetisinde belirgin sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Oysa görme, güvenli araç kullanımı açısından en kritik fonksiyonlardan biridir. Bu nedenle, sadece ‘75 yaş ve üzeri’ gibi genel bir sınırlamadan bahsetmek yerine, bireylerin sağlık durumlarını dikkate alarak değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır.” diye konuştu.
Herkesin yaşlandığını ve yaş ilerledikçe bazı fonksiyonların gerilediğini belirten Şener, “Sürüş açısından en önemli olanlar arasında görme ve duyma yer alıyor; dışarıdan gelen sesleri ve trafik akışını algılayabilmek büyük önem taşıyor. Ayrıca, araç kullanırken el-ayak koordinasyonu da kritik bir faktör. Özellikle 40 yaşından sonra kaslar zayıflamaya başlayabilir ve yeterli fiziksel aktivite yapılmazsa kas kaybı yaşanabilir, bu durum, sürüş sırasında gerekli el-ayak koordinasyonunu zorlaştırabilir. Ani tehlikelerle karşılaştığınızda – örneğin, önünüze bir yaya fırladığında – ayağınızı gaz pedalından çekip frene basmanız gereken süre hayati önem taşır. Bunun yanı sıra, bilişsel yetiler de sürüş güvenliğinde belirleyici bir rol oynar. Trafiği doğru algılamak, tehlikeleri öngörmek ve bunlara uygun tepki vermek gerekir. Dolayısıyla, gözlerimiz, kulaklarımız, kaslarımız, reflekslerimiz ve bilişsel algımız sürüş güvenliği açısından kritik unsurlar arasında yer alır.” dedi.
Bir kişinin taşıt kullanma yetkisinin elinden alınması söz konusu olduğunda, öncelikle güçlü bir toplu taşıma sisteminin sağlanması gerektiğini vurgulayan Öğr. Gör. Özgür Şener, “Çünkü bunun iki önemli etkisi bulunuyor. İlk olarak, kişinin kendi mobilitesinin kısıtlanmasıdır. Eğer belirli bir yaşın üzerindeki bireylere ‘Artık taşıt kullanmayın’ denirse, onların A noktasından B noktasına gitmesi zorlaşır ve yaşam konforları olumsuz etkilenir. Alışverişe gitmek, pazara uğramak, çocuklarını veya torunlarını ziyaret etmek gibi günlük rutinleri sekteye uğrar. Ulaşım, kişinin hayatında önemli bir rol oynadığı için, bu özgürlüğü kaybetmek büyük bir değişiklik anlamına gelir.” dedi.
İkinci önemli noktanın ise, taşıt kullanmayan bireylerin bir başkasının yardımına ihtiyaç duyması olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğr. Gör. Özgür Şener, “Bu durumda ya aile üyeleri ya da yakın çevresinden birileri ona destek olmak zorunda kalacaktır. Ancak bu her zaman pratik bir çözüm olmayabilir. Bu yüzden, daha sağlıklı bir yaklaşım olarak, bireylerin taşıt kullanmaya uygunluklarının düzenli sağlık kontrolleriyle değerlendirilmesi gerekmektedir. 5-10 yıl gibi uzun aralıklarla değil, yıllık bazda yapılan detaylı sağlık kontrolleriyle, kişinin sürüş için gerekli fonksiyonları değerlendirilmeli ve uygun olduğu sürece araç kullanmaya devam etmesine izin verilmelidir.” şeklinde sözlerini tamamladı.
DÜNYA
2 gün önceSİGORTA
5 gün önceSİGORTA
5 gün önceSİGORTA
5 gün önceSİGORTA
6 gün önceSİGORTA
6 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.