Düzenli ve derin uyku, beyin sağlığı için kritik bir rol oynar. Uzmanlar, beynin uyku sırasında bilgileri işleyip toksinlerden arındığını vurguluyor. Kronik uykusuzluk ise hafıza problemleri ve nörodejeneratif hastalıklara yol açabilir.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, REM uykusunun öğrenme ve duygusal düzenleme süreçlerini hızlandırdığını belirtti. Rüya görmenin travmatik anıları işleyerek duygusal iyileşmeye katkıda bulunabileceğini ifade eden Metin, rüya eksikliği yaşayan bireylerde stres seviyelerinin arttığını ve öğrenme kapasitesinin düştüğünü gözlemlediklerini söyledi.
Uykunun, bedensel dinlenmenin ötesinde, beynin kendini yenilediği aktif bir süreç olduğunu belirten Prof. Dr. Barış Metin, şöyle konuştu: “Beyin, uyku sırasında gün içinde aldığı bilgileri işler, anıları pekiştirir ve hücresel onarımlar gerçekleştirir.” Özellikle derin uyku evresinde beyin hücrelerinin toksinlerden arındığını, REM uykusunda ise öğrenme ve duygusal düzenleme süreçlerinin hızlandığını ifade etti.
Prof. Dr. Barış Metin, düzenli uykunun beyin sağlığı için önemini vurgulayarak, “Kronik uykusuzluk, hafıza problemlerine neden olabilir, öğrenmeyi zorlaştırabilir ve uzun vadede nörodejeneratif hastalıklara zemin hazırlayabilir.” dedi. Özellikle Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklarla uyku düzensizliği arasında güçlü bir ilişki olduğunu belirtti. Alzheimer hastalığında beyin, derin uyku sırasında temizlenen toksik beta-amiloid proteinlerini biriktirir. Benzer şekilde, Parkinson hastalarında REM uyku bozuklukları erken dönem belirtilerden biri olabilir.
Vücudun uyku-uyanıklık döngüsünü yöneten biyolojik bir saati olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Barış Metin, “Hipotalamustaki suprachiasmatic nucleus (SCN) yapısı, ışık seviyelerini algılayarak melatonin üretimini düzenler. Bu ritim kişiden kişiye değişebilir, bazı insanlar sabah erken saatlerde daha enerjik olurken, bazıları gece geç saatlerde daha verimli çalışabilir. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve yaşam tarzı bu durumu etkileyebilir.” dedi.
Rüyaların, beynin duygusal ve bilişsel süreçleri düzenlediği kritik bir aşama olduğunu dile getiren Prof. Dr. Barış Metin, “REM uykusu sırasında görülen rüyalar, hafıza konsolidasyonu, problem çözme yetenekleri ve duygusal işleme ile ilişkilidir.” diyerek, rüya eksikliği yaşayan bireylerde stres seviyelerinin arttığını ve öğrenme kapasitelerinin düştüğünü gözlemlediklerini belirtti.
Uyku bozukluklarını teşhis etmek ve tedavi süreçlerini yönlendirmek için uyku laboratuvarlarında çeşitli testlerin yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Barış Metin, “Uyku laboratuvarlarında yapılan polisomnografi, CPAP titrasyonu, uyku EEG ve Çoklu Uyku Latans Testi (MSLT) gibi testler, bireylerin farkında olmadan yaşadığı uyku bozukluklarını ortaya çıkarır.” dedi. Polisomnografi sayesinde uyku apnesi veya huzursuz bacak sendromu gibi rahatsızlıkların tespit edilebildiğini, CPAP titrasyonu ile uyku apnesi tedavi planının belirlendiğini dile getiren Metin, sözlerini şöyle tamamladı: “Uyku EEG’si epileptik aktiviteleri analiz ederken, MSLT ile aşırı gündüz uykululuğu değerlendirilir. Sonuç olarak, sağlıklı bir uyku düzeni, beyin fonksiyonlarının korunması için kritik öneme sahiptir. Uyku bozuklukları yaşayan bireylerin, erken teşhis ve tedavi için bir uyku laboratuvarında profesyonel değerlendirme alması büyük fayda sağlar.”
ENGLİSH
7 gün önceSİGORTA
7 gün önceSİGORTA
7 gün önceSİGORTA
10 gün önceSİGORTA
12 gün önceSİGORTA
12 gün önceDÜNYA
21 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.